Ana Sayfa » Basından » Hüseyin Turhan'ın Köşe Yazıları » Milli kahramanlarımız ve Türk gençliği

Milli kahramanlarımız ve Türk gençliği

Milli kahramanlarımız ve Türk gençliği


Milli kahramanlarımız Türk milletini birbirine kenetleyen en büyük unsurlarımızdandır. Milli kahramanlarımız ile ayrılığı gayrılığı, fitneyi ve fesadı elinin tersi ile iten bir millet olmaktayız. Çünkü vatanın bölünmez bütünlüğünü ve bağımsızlığını hiçbir çıkar gözetmeden Lazı, Kürdü, Arabı, Çerkezi, Alevisi ve Sünnisi ile milli kahramanlarımız düşmanlara karsı güçlü onurlu ve en şiddetli şekilde savunmuşlardır.
Mevzunun vatan olması ile milletimizin tüm etnik gurupları tüm mezhepleri topyekun birleşerek düşmana hak ettiği dersi geçmişte vermişlerdir.
Tarihimizde binlerce milli kahramanlarımız vardır. Vatan toprakları üzerinde adımımızı attığımız her yerde birliğin ve kardeşliğin simgesi olan milli kahramanımızın izleri ile
karşılaşmaktayız.
Ülkemizin dört bir yanı düşmanların taarruzu ile ateş çemberine dönmüş olduğu halde, daha çocuk yasta denilebilecek Türk gençleri gözlerini kırpmadan vatanlarını muhafaza etmek için cepheye koştular.
Kimileri cepheye silah, kimileri malzeme, kimileri yemek, kimileri de su taşıyıp kimleri de düşmanla göğüs göğse çarpışarak vatana hizmetlerini yerine getirmişlerdir. Allah hepsinden razı olsun şefaatlerinden mahrum etmesin.
Savaşa gidenlerin ve illere göre şehitlerin kayıtları incelendiğinde, özellikle de İstanbul ve Çanakkale şehirlerinin etrafındaki illerin gençlerinin savaşa katıldığı görünmektedir.
Bursa, Edirne, Kastamonu, Ankara, Kayseri, Konya, İzmir, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Kütahya, Denizli gibi lisede okuyan genç öğrencilerin pek çoğunun savaşa katıldıkları ve bunların büyük ekseriyetinin cepheden geri dönmeyi başaramadıkları birçok kaynak da genel bir bilgi olarak zikredilmektedir.
Bu yüzden adı geçen illerin liselerinin pek çoğu, iki yıl süre ile öğrenci mezun edememiştir. Milli mücadelede öğrenci mezun edemeyen Okullardan örnekler vermek gerekirse;
Edirne Lisesi: 1882'de İstanbul dışında açılmış Trakya'nın tek lisesi olan bu lise Çanakkale Savaşı patlak verdiğinde, Edirne ilinin öğretmen ve öğrencileri harbe katılmış ve hiçbiri geri dönmeyip şehit düşmüştür.
Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi: 1911 yılında ancak 64 öğrenci mezun verebilen Kastamonu Lisesi, 1912–1913, 1916–1917, 1917–1918, 1920–1921 yıllarına kadar savaşlar yüzünden hiç mezun verememiştir.
Trabzon Lisesi: Trabzon ile Çanakkale arasındaki mesafenin1.365 kilometre olduğu hesaba katıldığında, bu efsanevi fedakarlığın gerçek boyutu şüphesiz daha iyi takdir edilecektir. Öğrencilerinin büyük bir kısmının Çanakkale Cephesi'ne gitmesi ve savaşta şehit düşüp geri dönememesi sebebiyle Trabzon Lisesi üç yıl boyunca hiç mezun verememiştir.
Konya Lisesi: Öğrencilerinin tamamını Çanakkale'de şehit vererek, mezun veremeyen okullarımız arasında Konya Lisesi de yer almıştır.
Çapa Öğretmen Lisesi: Çapa Öğretmen Okulunun öğrencilerinin birçoğu, Çanakkale Savaşı'na hocalarıyla birlikte gitmiş ve şehit olmuşlardır.
Lise döneminde okuyan bu gençler tek amaçları olan vatanın bölünmez bütünlüğü için gözlerini kırpmadan canlarını vermişlerdir. Kurtuluş savaşında ise binlerce çocuk genç hayretler verici hizmetlerde bulunmuşlardır.
14 yaşındaki Osman
Türkler tarafından Toroslarda sıkıştırılan tam teçhizatlı Fransız müfrezesi kagir bir binaya sığınır. Günler geçmesine rağmen bina ele geçirilemez. Fransızlara yardım gelmesinden korkulur ancak askerler binadan çıkarılamaz. Bu sırada 14 yaşındaki Osman, gece karanlığında gaz yağı tenekesiyle çatıya tırmanır ve binayı ateşe verir. Kargaşa içinde dışarı çıkan Fransız askerler ele geçirilir.
Sarıkamış gençleri
Dünya Savaşı'nda binlerce askerin donarak şehit olduğu Sarıkamış Harekatının yapıldığı günlerde cephedeki askerlerin iaşe sorunu baş gösterir. Galip Paşa'nın "yiyecek yetiştirin" şeklindeki telgrafları üzerine dönemin Erzurum Valisi Tahsin Bey çaresizlik içindedir. İlk hamlede toplanan 150 bin kilo buğdayın 90-95 kilometre uzaklığındaki cepheye ulaştırılması için çareler aranır.
Vali Tahsin Bey, cepheye yiyeceklerin çocuklar tarafından taşınabileceği fikri üzerine harekete geçer. Durum okullara, muhtarlara bildirilir. Bir gece Amerikan bezlerinden 30 kiloluk bini aşkın torba dikilerek unla doldurulur.
Sayıları bine yaklaşan henüz çocuk yaştaki gençler, Hükümet Konağı önünde toplanarak Nebilhan'a kadar taşıyacakları unları sırtlanarak aşırı soğuğa rağmen cepheye yiyecek yetiştirmek yola çıkar.
Van gençleri
İran sınırında Ruslara karşı savaşan tümen cephanesiz kalınca Van'dan istenen yardım sonrası yaşları 12-17 arasında değişen 80'i öğrenci 120 çocuk, yatak çarşaflarından ve perdelerden kesilerek yapılan torbalara konulan mermileri sırtlarına bağlayarak yanlarındaki jandarma erleri ile cepheye doğru yola koyulur.
Aşırı soğuğa rağmen yol alan çocuklardan, dağı aşarken yakalandıkları fırtına sonrası haber alınamayınca arama çalışması başlatılır ve çığ altında kaldıkları belirlenir. Çocuklardan 38'i ile 3 jandarma çığ altından son anda kurtarılırken, 82 çocuk ile diğer jandarma erleri şehit olur.